Dipsiz kuyularda yalnızım
Sesim avaz avaz sükûta gebe
Kalpler sağır, diller lâl
Beklemek düşer payıma
Bir umut bir de hasretle…
Şey
Sonsuzluk tek nefes,
tek hece “Şey”
Keşke anlatsa her şeyi
sessiz bir iç çekiş.
Sükut dönüşse çığlığa,
ve ulaşsa O’na.
Belki hiçlik vücut bulur
ve imkan dahil olur,
ikinci defa.
Yalnızlık iç dünyanı
gizleyebilme sanatıdır doğru.
Peki getirir mi bu sanat,
O’nu bana doğru?
“İnsan, zamanını durdurmak
istediği yere ait”
Ya zamanı severse,
Ne olur o vakit?
Kelebeğin Ömrü
Kelebeğe bakıp “ne az ömrü var” diyen insan!
Sen, sonsuzluk elindeymiş san…
Görmesinler
Yüzüne kara çalmak geliyor bazen,
başka gözler görmesin diye seni…
Sessiz Çığlıklar
Sanma duymaz yakarışları.
Gözden düşen damlayı hisseden toprak.
Toprağı yaratan hissetmez mi o bakışları?
Yol
Yola çıkmalı
Ama çıkmamalı yoldan.
Dost biriktirmeli,
Çünkü yol uzun ve zorlu.
Almalı seni yanlıştan dostlar ama olsanda yanlışta ayrılmamalılar yanından…
Yalnızlık
Nedir yalnızlık?
Bazen sessiz bir iç çekiş…
Bazen derin bir uyku.
Kibir
Halbuki yuların elinde olduğunu hatırlatırdı her sabah ve akşam,
Ama biz kibrimizden yemeği ve uykuyu keyif sandık…