Masumiyet

Sessizce çaldı kapıyı kimse duymasın diye ve girdi içeri. Zaten girecekti neden vurduğunu O’da bilmiyordu. Hem biri içeri girmeyi kafaya koymuşsa izin istemezdi kimseden. Ama O, o kadar masumdu ki kapıyı çaldı hırsızlık yapacağı yere girmeden. Ne aradığını biliyordu ve görür görmez aldı, sardı sımsıkı. O kadar sarılmıştı ki O’na, biri onu yakalasa elinden almaya utanırdı. Çünkü O, en çok O’na yakışmıştı.

Okumaya Devam Et

Hiçken Yok Olmak…

Cehaletin verdiği mutluluktu bizi yaşama sürükleyen. Ama nerden bilebilirdik bizi en kuytu acıların içine çekenin yine o merak olacağını. Tanrısal bir güçle bilseydik belki istemezdik yaşamayı bu kadar. Hiçken mutluyduk ama varolanı yitirdiğimizde yok olduk. Var olanı yitirmek daha zordu hiçlikten. O yüzdendir ki tüm düşünürler hiçliği seçerken biz onları anlamadık ve müstehzi bir tavırla, aslında kendimizle alay ettiğimizi bilmedik, bilemedik. Bilseydik yapmazdık. Bilselerdi yapmazlardı.

Okumaya Devam Et

Hiçlik

Siz hiç kendinizi en dipte hissettiniz mi? Renklerin tüm çeşitliliğine karşı karanlığın en yoğun tek rengi. Her tarafınız düşman duygularla sarılmış, ruhunuz zaptedilmiş. Düşünceleriniz bile tüm umutlardan arındırılmış. Diliniz yabancı dillerce sömürülmüş. Ve hiç kendinizi bu kadar güçsüz hissettiniz mi duyguların en büyüğüne karşı…

Okumaya Devam Et